admin | 05 Temmuz 2020 | Dünya, Tüm Manşetler A- A+
Türkiye Havayolu Çalışanları Sendikası HAVA-SEN’den yapılan açıklamada, “TGS yönetimine çalışanların ikramiyelerinin ödenmesi” konusunda uyarıda bulunuldu.
Açıklama şöyle:
HAVASEN’DEN TGS’YE UYARI: “İŞÇİYE TUZAK KURMAKTAN VAZGEÇİN !”
Ülkemiz havacılığını doğrudan etkileyen salgın sürecinde işverenlerin çalışanlar üzerinde kurduğu işsiz bırakma baskısı artarak devam etmekte, ölümü gösterip sıtmaya razı etme anlayışı ile kazanılmış haklar ellerinden alınmaktadır.
Bunun son örneği, THY’nin % 50 oranında hissesinin bulunduğu TGS (Turkish Ground Services) unvanlı yer hizmetleri şirketinde yaşanmaktadır. THY’deki kamu payının % 50’nin altına düşürülmesinden hemen sonra 2008 yılında şirketin parçalanarak birçok hizmeti taşeronlaştırmak ve çalışanları sendikasızlaştırmak amacıyla kurulan TGS, açlık sınırında uyguladığı ücret politikası ile 15.000 işçisinin sırtından kar etmeye devam etmiş, 2019 yılında karı 260 milyon TL’ye ulaşmıştır.
TGS de, bağlı olduğu ana şirket THY’nin izinden gitmiş ve salgının faturasını, çalışanlarına fatura etme kolaycılığını seçmiştir. Bu kapsamda, işçiler personel birimlerine çağrılarak 2020 ve 2021 yılına ait ikramiyelerinden feragat ettiklerine dair muvafakatname imzalatılmak istenmekte, güçlü işveren karşısında yanlız, çaresiz ve sahipsiz işçilere abanın altından sopa gösterilerek itiraz edenlere iş akdinin feshi tehdidi hissettirilmektedir.
a- Yapılan girişim tamamen hukuksuzdur. Özellikle Mayıs-Ağustos dönemi ikramiyesinin yarısı hak edilmiştir. TGS sözkonusu yarım ikramiyeleri hiçbir kesinti yapmadan ödemek zorundadır.
b- Pandemi dolayısı ile çalışanların da güçleri oranında sürece katkı vermeleri ve özveride bulunmaları ilkesel olarak kabul edilebilir bulunmakla beraber ne zaman biteceği belli olmayan bir salgının 2021 yılında da devam edeceğini temel alarak işçinin 2021 hakedişlerine de el atmak tam anlamıyla işçinin emeğini gasp etmektir.
c- TGS yaptığı kurumsal açıklamada, sözkonusu ikramiyeden feragat uygulamasına gerekçe olarak “istihdamın korunmasını” göstermektedir. Oysa işçilere imzalatılmaya çalışılan muvafakatnamede böyle bir taahhütte bulunmamaktadır.
Bu çerçevede;
1- TGS işçilerden başka bir indirim veya kesinti isteğinde bulunmayacak ise, öncelikle bunu yazılı hale getirmelidir. İkramiyelere ilişkin özveri talebinin ise, 2020 yıılı için geçerli olması, ikinci ikramiyenin yarısı ve üçüncü ikramiye ile sınırlı tutulması bunun karşılığında da işten çıkartmama taahhüdünün verilmesi gerekmektedir. Özellikle önümüzdeki 1.5 yıllık döneme ait toplam 5 adet ikramiyeden vazgeçilmesi yoluyla işveren 5 yıl ve daha düşük kıdemi olan işçilerin kıdem tazminatlarını da bu şekilde doğrudan işçilerden kestiği ikramiyelerden karşılamış olacaktır.
2- Kaldı ki, Kısa Çalışma Ödeneğinin Temmuz ayında da devam edeceğinin açıklanması karşısında TGS işvereninin 6 Temmuz’a kadar sözkonusu muvafakatnameleri imzalatma aceleciliğinin de anlaşılır tarafı yoktur. Bu zihniyetin gelecekteki planlarını tahmin etmek zor değildir. İkramiyelerin kesilmesine ikna ve razı edilen işçilere Ağustos ayında da ciddi bir ücret indirimi dayatması gelecektir. Çin işkencesine benzeyen bir süreci TGS emekçilerine taksit taksit yaşatma planı ahlaken sorunlu bir ruh halinin yansımasıdır. TGS işvereni, çaresiz ve gelecek kaygısı taşıyan çalışanlarına tuzak kurmak yerine zeka, beceri ve yeteneklerini emekçilere en az yük bindirecek ve istihdamlarını koruyacak alternatifler oluşturmak için kullanmalıdır.
3- Bu nedenlerle, TGS yönetiminin ağırlıklı olarak yönetici kadrolarından ve maaşlarından tasarrufa yönelmesi, diğer alanlardan kesinti yöntemlerini denemesi buna rağmen işçinin katkısına ihtiyaç kalırsa, Kısa Çalışma Ödeneğinin biteceği 31 Temmuz tarihinden sonraki belli bir süreyle sınırlı dönemi kapsayacak şekilde işçilerden talep edeceği özveriye ilişkin hazırlayacağı makul, mantıklı ve insanca yaşam olanağı sağlayacak düzeydeki teklifini bir bütün olarak ortaya koyması, ahlaka ve hukuka en uygun olan çözümdür. Bu amaçla, işçilerden ikramiyelerle ilgili muvafakatname toplanması uygulamasından derhal vazgeçilmelidir.
TGS pratiği, işçilerin kendilerini temsil eden bir sendikanın olmaması halinde, güçlü işveren karşısında nasıl yalnız, çaresiz ve tehdide açık hale gelebileceklerini ve kazanılmış haklarını kaybedebileceklerini göstermesi bakımından ibret verici bir örnektir.
HAVASEN, üyesi olsun olmasın tüm havacılık emekçilerinin hak, hukuk ve ekmeklerini koruma konusunda her zaman yanlarında olmaya devam edecektir. Bu anlayışla, her ne kadar yetkili sendika sıfat taşımasa da emekçileri temsilen TGS yönetimi ile müzakereye ve sürece katkı vermeye hazır olduğumuzu kamuoyunun bilgilerine sunarız
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU