admin | 20 Temmuz 2017 | Dünya, Tüm Manşetler A- A+
Savaşta olsun veya olmasın, ordusuna destek olma konusunda Türk halkının yaptıkları, dünyada eşi benzeri görülmeyecek onurlu bir duruştur. Birinci Dünya Savaşı’nda, her cephede büyük kahramanlıklar gösteren Türk ordusunun arkasındaki destek, yoksul Anadolu köylüsünün dişinden tırnağından artırdığı yardımlardır. Savaşa girmeyen, ancak sıkıntılar yaşayan halkımızın bu yardım ve desteği İkinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında da kesintisiz devam etmiştir. 1960’lı yıllarda parmağındaki yüzüğü, kolundaki bileziği, orduya yardım için açılan yardım kampanyalarına bağışlayan halkımızın bu asil tavrı, 1970’li yıllardan sonra açılan “Kendi uçağını, kendin yap”
sloganıyla, yükselen bir dalga olarak, yurt savunmasında çok önemli adımların atılmasına neden olmuştur. Bu yıllarda kurulan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) havacılık ve savunma sanayiinde öncü bir görev üstlenmiştir. Savunma sanayinde dışa bağımlı olma halini ortadan kaldırmak için TSKGV, 28 Haziran 1973 tarihinde Türk Uçak Sanayii A.Ş adıyla bir şirket kurdu. Bu şirket havacılık sanayisinin altyapısını oluşturma görevini üstlendi. Hava Kuvvetleri’mizin F-16 tipi savaş uçaklarını tercih etmesinden sonra, bu uçakların üretimi, uçak içi sistemlerin entegrasyonu ve uçuş testlerini yaparak, orduya teslim etmek üzere de 1984’te Amerikalılarla, TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş (İngilizce adı TAI-Turkish Aerospace Industries Inc.) adıyla ortak bir şirket kuruldu.
Şimdilerde, Gulfstream marka jet uçaklarını üreten General Dynamics şirketinin satın aldığı Loochead Martin’in (Bu şirketin adı Loochead Skandalı olarak bilinen rüşvet yolsuzluğuna da karışmıştı. Zamanın Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Emin Alpkaya’nın bu şirketten
rüşvet alıp almadığı konusu da kamuoyunda çok tartışılmıştı.) TAI’daki hisse oranı ise yüzde 49 olarak belirlenmişti. 2005 yılına gelindiğinde, uçak sanayiinin tamamen yerli ve milli olması düşüncesiyle Amerikalı bu şirketin hisseleri 60 Milyon USD bedelle satın alındı. Böylece, şirketteki hisse sahipleri, yüzde 54.40 TSKGV , 45.44 SSM-Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve 0.06’da Türk Hava Kurumu oldu.
Kendi uçağını, helikopterini ve uydusunu yapmak hedefiyle kurulan bu iki şirket birleşerek, TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi adını aldı. Ankara yakınlarında, tam 5 milyon metrekarelik bir alanda, 350 bin metrekaresi kapalı olan yüksek teknoloji ürünü makine ve teçhizatla kurulan bu modern tesislerde, tasarım, modernizasyon, sistem entegrasyonu, parça (Komponent) üretimi, uçak montajı, uçuş testi gibi konularda hem ticari, hem de askeri alanda sözü geçen başarılı bir çözüm ortağı olma başarısı gösterilmiştir.
TUSAŞ, yılda 1 milyar USD’lık ve 10 yılda öngörülen 10 milyar USD’lık cirosuyla, Türkiye’nin 500 milyar USD’lık ihracat hedefine önemli bir katkıda bulunacaktır.
Hedefine ulaşmak için, her yıl yüzde 25 büyüme öngören TUSAŞ’ın gelecekte bu hedefi yüzde 67 olacaktır.
TUSAŞ, Airbus, Boeing ve Bombardier gibi uçak üreticisi büyük firmalara, yolcu uçaklarının kritik gövde yapısalları alanında tek kaynak üretici ve risk paylaşıcı ortak olarak ihracat yapıyor.
Bu şirketlerden yılda 500 milyon USD’den fazla gelir sağlayan yüz akımız TUSAŞ, bu miktarın gelecekte 2-3 milyar USD’ye çıkabileceğini öngörüyor.
Havacılık ve uzay sanayi alanında en büyük ihracatçı olma başarısı gösteren TUSAŞ, 2011’den bu yana lider olma özelliğini sürdürüyor. Uçak üretiminde, Avrupa ve Amerika pazarını hedef seçen TUSAŞ, özgün sistemlerde ise, Asya, Ortadoğu ve Afrika’yı pazar olarak görmektedir. Ar-Ge’ye ayırdığı yüzde 20’lık payla, 20 ayrı proje üzerinde çalışan şirket geliştirdiği; Anka (İnsansız Hava Aracı), Hür-Kuş (EASA ve SHGM sertifikalı eğitim uçağı), T129 ATAK Helikopteri. Göktürk haberleşme uydusu gibi ürünlerle global aktör olma yolunda başarıyla ilerliyor. Kendi kontrolümüzdeki Göktürk Uydusu ve ATAK Helikopterleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bu vatanın dirlik ve düzenliği, Türk devletinin bekası içte ve dışta sürdürdüğü mücadeleye büyük katkı sağlamaktadır. T625 Türk Özgün Helikopter Programı ve Milli Muharip Uçak (MMU) projelerini de hayata geçirmeyi hedefleyen TUSAŞ, Almanya’da kurduğu TAI-Germany adlı şirketler de, farklı pazar arayışlarını sürdürüyor. Bugünkü değeri, 20 milyarlık iş payı ile, 3,5-4 milyar USD olan geçmişteki başarılarını devam ettirecek ve daha da ileriye taşıyacak bir yapıya kavuşması, yeni üst yönetici (CEO) bilimsel kariyeri de olan uçak mühendisi Doç.Dr.Temel Kotil’in göreve gelmesi ile ivme kazanmıştır. THY’yi, her iki anlamda uçuran ekibin temel direği olan, sakin ve
güleryüzlü ve de yönettiği insanlarla çok iyi iletişim kuran Temel Hoca, THY’deki başarı performansını TUSAŞ’ta da göstermeye başlamıştır. Vazife sevdalısı bu değerli yöneticiden daha büyük başarılar bekliyoruz.
Ne mutlu, güçlü ve büyük Türkiye idealine katkı verenlere.Yolun açık olsun Türkiye’m..
( Musa Alioğlu /Gazete YeniBirlik)