Pilotlar Genç Ölüyor!

Gazete Yenibirlik yazarlarından Musa Alioğlu, son günlerde yaşanan ve havacılık camiasını yasa boğan iki kayıp sonrasında konuyu köşesine taşıdı.

Musa Alioğlu’nun PİLOTLAR GENÇ ÖLÜYOR… başlıklı yazısı:

Ramazanın sosyal hayatımızdaki yeri gerçekten çok önemlidir. Hayatın hızlı akışına dur diyerek her şeyi kendi düzenine uydurur. Ramazanda havalimanlarının da yoğunluğu azalır, uçaklar daha az yolcuyla uçar, fiyatlar düşer. Yolcuların çoğu oruçlu olunca ikram almaz, 10 bin feet’te oruç açar, kabin görevlileri onlara iyi hizmet eder, kokpittekiler de iftar saatini bildirerek, hayırlı bir iftar dileğinde bulunurlar. Kısaca, yolcular, görevliler, uçak ve havalimanları değişik ve sakin ve özlenen bir havaya bürünür.

Ramazanda havacılık sektörünü iftar yemekleri bir araya getirdi. Gelen tüm davetlere değilse de bazılarına ben de katıldım. Önce Saudia Airlines’in Genel Müdürü Yarub Almadany’nin davetine icabet ettim. Ülkemizde 50 yıldır faaliyeti olan Saudia, operasyon büyüklüğü açısından ilk sıradaki yabancı şirketmiş. İstanbul ve Ankara’dan, Cidde, Medine ve Riyad’a, haftada 42 uçuşta 22 bin koltuğu satışa arz ediyorlar.

Kısa adı, TASSA olan, Havayolu Kabin Memurları Derneği’nin iftarına, en paralı kuruluş olan işçi sendikası Hava-İş yönetimi ve THY yöneticileri de katıldı.

Hava-İş gibi, Türkiye Havayolu Pilotlar Derneği’nin (TALPA) de davetinden haberdar olamadık. Söz TALPA’dan açılmışken çok üzücü iki kayıptan bahsetmek isterim.

Derneğin eski başkanı THY Kaptanlarından Gürcan Mantı’yı ve Pegasus mensubu Ümit Erdizer’in ani kaybı camiayı derinden sarstı. İyi bir baba ve iyi bir havacı olan Mantı Kaptan ve Ümit Kaptan için Allah’tan rahmet diliyorum. Her iki pilotun da, genç denecek yaşta ve kalp krizinden ölmesi, TALPA’dan da ciddi bir uyarının gelmesine neden oldu. Çalışma koşullarının olumsuz oluşuna dikkat çeken ve siyah zemine dizilen uyarıya kulak verelim.

“Her ne kadar, talimat ve yönergelere uygun olsa bile, biz PİLOTLARIN devamlı ve aşırı STRESE maruz kalmak, gece-gündüz değişkenliği, İNSAN FİZYOLOJİSİNİ ZORLAYAN farklı zaman dilimlerini kat eden uçuşlar, düzensiz ve değişik çalışma saatlerinin neden olduğu YORGUNLUK, İŞ GÜVENLİĞİNDEN UZAK, sosyal yaşam düzenimizi ve insan faktörünü dikkate almayan çalışma şartları nedeniyle SAĞLIĞI BOZULUP, mesleği bırakan ve EBDİYETE İNTİKAL EDEN meslektaşlarımız var. Meslek örgütü olarak UYARIYOR paydaşları sorumluluklarını almaya çağırıyoruz.

Kamuoyunun dikkatine saygıyla sunarız”.

Her kelimesi özenle seçilmiş, dikkatli bir şekilde kaleme alınmış bu bildiri, bana göre bir işaret fişeğidir. Çalışma şartları gibi konuları izlemesi gereken Hava-İş Sendikası’ndan çok fazla bir beklentisi olmayan TALPA’nın meslek örgütü olarak yaptığı bu ciddi uyarı, bir şeylerin iyi gitmediğinin işareti olsa gerek. “Pilotlar çok iyi maaş alıyor” algısı bir yana yapılan işin ağır sorumluluğu ve zorluğu da stresli bir yaşamı beraberinde getirmektedir. Gürcan ve Ümit Kaptan ve daha önce aramızdan genç denecek yaşta ve kalp krizi sonucu ayrılan pilotların durumu önemli ve dikkate alınması gereken bir konudur.

Başta THY olmak üzere, aynı çatı altında çalışılan işverenler, sonra da kural koyucu ve denetleyici konumunda olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sağlık Bakanlıklarını göreve davet etmek gerekiyor.

“Parasını veriyorum” demek işe basit bakmak olur. Ey patronlar, para her şey değildir. Bakınız ne diyor İspanyol Atasözü: “İnsan altın yapar, fakat altın insan yapamaz”. Sözün özü, pilotları bir dinleyin, belki hak verirsiniz.

TAYAKADIN TARİHE GEÇTİ

Ramazanın son haftasında IGA da (İstanbul Grand Airport) iftar için

davet etti. Başbakan Binali Yıldırım ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve 5 bine yakın işçiyle yağmur altında bir iftar yaptık.

Diğer patronlara (M. Kalyoncu, N.Koloğlu, N. Özdemir-S.Bacaksız, M.N.Günal) göre bir adım önde olduğu söylenen Mehmet Cengiz “Hoşgeldiniz” derken çarpıcı rakamlar verdi. Biz, beş ay önce kışın buraya geldiğimizde işin yüzde 42’si bitmişti. Şimdi ise yüzde 55’i bitirilmiş. Tam 76.5 milyon metre karelik, yani Atatürk Havalimanı arazisinin 7,5 katı büyüklüğünde bir alanda 400 milyon metreküp bataklık dönüştürülmüş. Halen üç vardiyada 21 bin işçi çalışıyor ki, bu sayı yakında her vardiyada 10 bine, günde toplam 30 bine çıkacak. Mehmet Cengiz çok büyük rakamları sıradanmış gibi söylerken, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Bakan’a ve özel olarak da Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne ve de bürokratlara teşekkürü ihmal etmiyordu. Sürekli sıcak sulu ve en çok dört kişilik odalarda iyi şartlarda

kaldıklarını belirten işçiler “Maaşlarımız ay başında tık diye yatıyor” diyordu. Cengiz, 40 milyon metreküpü kaya dolgu olmak üzere, 200 milyon metreküp dolguyu ve de 800 milyon metreküp toprak hareketini gerçekleştirdiklerimi bir çırpıda anlattı. Demesi kolay yapması imkansız gibi bir şeyi anlatıyordu. Birinci pist asfaltı bitmek üzere, ikinci pistinki de yazın hızlanacak diyen IGA Patronu Mehmet Cengiz, dolgu malzemesi sıkıntısı olduğunu özellikle vurguladı. Bugüne dek, buraya 3 milyon metreküp beton döktüklerini ve 440 bin ton inşaat demiri kullandıklarını ve 110 bin ton çatı çeliği aldıklarını övünerek anlatıyordu. Bagaj sisteminin test edildiğini ve de mayıs itibariyle 3.8 milyar Euro kaynak aktarılan projenin 2018 sonuna yetişmesi için seferber olduklarını da sözlerine ekledi.

Karadeniz kıyısında Eyüp ilçe sınırları içinde, Tayakadın ve Akpınar köyleri arasındaki bu dev tesis ülkenin havacılığını uçurmadan önce, bölgenin kaderini şimdiden uçurdu ve değiştirdi.

Tayakadın kimdir, adı buraya neden verilmiştir bilmiyorum ama, bu dev tesislere, şayet kendisi itiraz etmez ise, Recep Tayyip Erdoğan Internatıonal Airport tabelasını şimdiden koymak için alesta bekleyenler var. Kimin adı verilirse verilsin, önemli olan bu tesisin nihai hedefe ulaşmasıdır. 6 pist, 4 terminal binası, 8 kontrol kulesi, 18 bin araçlık otopark, 165 köprü(körük), 500 uçak kapasitesi, 350 destinasyon, 150 havayolu şirketi ve 200 milyonluk yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanını görmek çok önemli bir ticari başarıdır.