admin | 14 Eylül 2019 | Dünya, Tüm Manşetler A- A+
TÜRK HAVA YOLLARI KABİN MEMURLARI “İYİLİĞE UÇANLAR PLATFORMU” İLE İHTİYAÇ SAHİBİ ÇOCUKLARA YARDIM ELİ UZATIYOR.
Türk Hava Yolları kabin memurları, kendi aralarında kurdukları “İyiliğe Uçanlar Platformu” ile yardıma muhtaç insanlara ulaşarak ihtiyaçlarını karşılıyor.
“İyiliğe Uçanlar Platformu” kurucularından Sinem Güldal, Feride Emre ve Seray Gürdal, 12 Eylül’de Adana Seyhan İşitme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu’nu ve Mersin Akdeniz Kürkçü Abdülkadir Perşembe Vakfı Ortaokulu’nu ziyaret ettiler.
Gerçekleştirilen ziyaret sonrasında açıklamalarda bulunan Türk Hava Yolları kabin amiri Sinem Güldal yaklaşık 10 yıldır bayrak taşıyıcı bünyesinde çalıştığını, İyiliğe Uçanlar Platformu’nun 8 yıl önce hayata geçtiğini ve şu an yaklaşık 3 bin gönüllü ile beraber yola devam ettiklerini söyledi.
Güldal, “Bu hareket ilk başladığında kendimiz ihtiyaç sahiplerini araştırıp buluyorduk daha sonrasında platformumuz duyulmaya başlayınca gönüllülerimiz ve öğretmenlerimiz bize ulaşmaya başladılar. Biz de şirketimizdeki arkadaşlarımızla el ele verip ihtiyaç sahiplerinin taleplerini gerçekleştiriyoruz. Biz platform olarak çocuğun ihtiyaç sahibi ve hayallerinin olmasına dikkat ediyoruz” İfadelerini kullandı.
Adana ve Mersin’de yapılan etkinlik ile de açıklamalarda bulunan Sinem Güldal, “Yeni üniformalarımızla çocuklarımızın sınıflarını ziyaret ettik. Okul başlangıcı olduğu için sırt çantalarının içerisinde bulunan kırtasiye seti ve küçük hediyelerimizle beraber çocuklarımıza sunumumuzu gerçekleştirdik. Bugün çocuklarımıza yeni üniformalarımızı ve havacılığı anlattık. Ayrıca Adana Seyhan İşitme Engelliler İlkokulu’ndaki çocuklarımızın bizleri görünce alıştığımız çığlık çığlığa bir tablo olmaması da bugün beni çok duygulandırdı” dedi.
Platformda olduğu sürece unutamadığı bir anısını da paylaşan Güldal, “2015 yılında Afrika’ya gerçekleştirdiğimiz bir programımızda dağ köylerinde bulunan çocuklara topları götürdüğümüzde nasıl oynayacaklarını bilmemeleri beni çok duygulandırmıştı. Bunun yanı sıra şeker ve çikolatanın tadını bilmeyen çocuklar var. Biz iyiliğe uçanlar olarak Türkiye içerisinde hareketimizi özgürce devam ettiriyoruz. Bunun yanı sıra yurt dışı programlarımızı da şirketimizin düzenlediği kampanyalar ile gerçekleştiriyoruz. ‘’İyiliğe Uçanlar Platformu’’ olarak bizim amacımız herkesin gönlündeki maneviyatı ortaya çıkarmak ve bir kalbe dokunmalarına aracı olmak istiyoruz” diye konuştu.
Adana ve Mersin’de gerçekleştirilen etkinliğe katılan kabin memuru Feride Emre ise 5.5 yıldır Türk Hava Yolları bünyesinde çalıştığını, 4 yıl önce bir uçuşta Sinem Güldal ile karşılaştığını ve çocuklar için daha fazla neler yapabileceklerini görüştükten sonra platforma dahil olduğunu belirtti.
Feride Emre, “Annem ve babamın işitme engelli olması nedeniyle işaret dilini biliyorum. Böyle bir etkinlikte bulunmam ve işitme engelli çocuklarımız ile iletişimde olabilmek benim için çok önemli. Adana Seyhan İşitme Engelliler İlkokulu’nda bulunan çocuklar, benim işaret dilini bilmeme çok şaşırdılar. Çocuklar bana; ne iş yaptığımı, uçakta neler yaptığımı, korkup korkmadığımı ve işaret dilini nasıl öğrendiğimi sordular. Onlara hediye vermemiz ve kendileriyle fotoğraf çektirdiğimiz için çok mutlu oldular. Engeli olan bütün çocukların her zaman bir ayrıcalığa ihtiyaçlarının olduğunu biliyor ve onları güldürmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Türk Hava Yolları kabin memurlarından Seray Gürdal, gelen yardımların doğru yerlere ve bizzat sizin elinizden çıktığını insanlara gösteriyor olmak kendilerinin hassas noktası olduğunu söyledi.
Sinem Güldal ile tanışana dek yardımları tek başına yaptığını ifade eden Gürdal, “Yaptığımız bu etkinlikler; farkındalık, hassasiyet, merhamet ve vicdandan ibaret. Yapılan yardımlar, başka insanları gerçekten içten gelerek görme isteğiyle oluyor. Biz bu yola, birbirimizden güç alarak çıkmamızın ardından daha çok büyüdük, daha çok çocuk sevindirdik ve daha çok kalbe dokunduk” dedi.
Gerçekleştirdikleri etkinliklerde unutamadığı bir anısını da paylaşan Gürdal, “Geçtiğimiz Mart ayında gerçekleştirdiğimiz Afrika organizasyonu beni derinden etkiledi. Orada yaşayan bir anne çocuklara verdiğimiz hediyelerden o kadar mutlu oldu ki, bizi evinde ağırlamak istedi. Ev dediğimiz sadece 4 duvardan ve yerde muşambaya benzeyen bir halıdan ibaretti. Ancak biz o eve girdiğimizde saraya girmiş gibiydik. Çünkü o evdeki sıcaklık ve samimiyet bize öyle hissettirdi. Bizi evinde ağırlayan anne ağlayarak ‘’eğer ben o gün çocuklarıma yemek yaparken su bulabilirsem, ben o gün kendimi dünyanın en mutlu insanı sayarım’’ dedi. O cümleyi duyduktan sonra bizler kendi yaşadığımız dünyayı sorgulamaya başladık, dilerim her insan bu sorgulamayı kendi içerisinde bir nebze de olsa yapar. Ayrıca bizler insanlardan sadece maddi değil manevi destek de bekliyoruz. Gelsinler bizimle beraber bir koli taşısınlar, bir çocuğun başını okşasınlar ve bir farkındalık oluşsun” ifadelerini kullandı.