admin | 02 Şubat 2022 | Dünya, Tüm Manşetler A- A+
Türkiye başta olmak üzere uçuş ağındaki 128 ülkede doğal zenginlikleri gelecek nesiller için korumaya odaklanan Türk Hava Yolları uçuşlarında çevreci yakıt kullanmaya başladı.
Sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen uçak yakıtı ilk kez 2 Şubat 2022 tarihinde gerçekleşen TK1823 sefer sayılı İstanbul Havalimanı – Paris Charles De Gaulle Havalimanı uçuşunda kullanıldı.
İlgili rotada haftada bir gün kullanılacak çevreci yakıtın süreç içerisinde farklı uçuş rotalarında da değerlendirilmesi ve daha yaygın kullanımı planlanıyor.
Havacılık endüstrisinin iklim değişikliğine olan etkisinin farkında olan ve bu etkiyi azaltmak için projeler geliştiren bayrak taşıyıcı havayolu çevreci yakıt kullanımı ile birlikte misafirlerinin karbon ayak izinin azaltılması noktasında önemli bir adım atmış oldu.
Türk Hava Yolları’nın kullanacağı sürdürülebilir havacılık yakıtı aynı miktardaki geleneksel kerosen yakıta kıyasla yüzde 87’ye varan oranda sera gazı emisyon azaltımı sağlıyor.
Sürdürülebilir kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilen ilk uçuş ile ilgili Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; “Dünyada en çok ülkeye uçan havayoluyuz. Bunu söylerken aslında ‘misafirlerini dünyada en zengin biyoçeşitlilik ile buluşturan havayoluyuz’ da demiş oluyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı bu bilinç ve sorumluluk ile gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilir kaynaklar kullanılarak gerçekleştirdiğimiz ilk uçuşumuz da bu vizyonumuzun bir parçası. İnanıyoruz ki bugün olduğu gibi gelecek nesiller de dünyayı Türk Hava Yolları ile ve aynı güzelliğiyle keşfedecek. Dünyamızı korumaya odaklandığımız çalışmalarımız sürecek.” dedi.
Yakıtın uçaklara yüklenme süreci Türk Hava Yolları iştiraki olan TFS (Turkish Fuel Services) Akaryakıt Anonim şirketi tarafından gerçekleştiriliyor.
Neste firmasından tedarik edilen çevreci ürün TFS’nin yakıt çiftliğinde depolanarak geleneksel jet yakıtı ile harmanlanıyor ve sonrasında uçaklara ikmal ediliyor.
Bayrak taşıyıcının bir sonraki hedefi ise uçaklarda çevreci yakıt kullanmaktan çok daha fazlasını kapsıyor.
Küresel marka Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte, TUBİTAK tarafından desteklenen, “Mikroalg Tabanlı Sürdürülebilir Biyo-Jet Yakıtı Projesini (MİKRO-JET) yürütüyor.
Proje tamamlandığında Türkiye ve Avrupa’nın ilk karbon-negatif entegre biyo rafinerisi hayata geçecek.
Yüksek enerji içeriğine sahip çevreci yakıt temiz yanma sayesinde SOx ve NOx emisyonlarının zararlı partiküllerini de azaltmaya yardımcı oluyor.
Sürdürülebilir ham maddelerden üretilen ve içeriğinde zararlı ağır metaller bulunmayan yakıt İstanbul –Paris uçuşlarında başlangıç aşamasında haftada bir kez kullanılacak.
Biyoyakıtla ilk yapılan Paris uçuşunda THY Yönetim Kurulu Ahmet Bolat’ın açıklamaları şöyle:
“Değerli Basın Mensupları, Sevgili Çalışma Arkadaşlarım;
Dünyada en fazla sayıda uluslararası destinasyona uçan ve misafirlerine dünyanın neredeyse tüm güzelliklerini keşfetme imkânı sunan Türk Hava Yolları olarak küresel iklim değişikliğiyle mücadelemizde önemli bir günü yaşıyoruz.
Birazdan hazırlıklarını tamamlayarak Paris’e doğru uçuşa geçecek olan TK1823 sefer sayılı uçağımız misafirlerini konforla ve güvenle taşırken kanatlarını da doğamız ve dünyamızın geleceği için açacak. Türk Hava Yolları tarihinde ilk kez bir uçağımız çevreci yakıt kullanarak gökyüzüyle buluşacak.
Toplumsal refah, sosyal katkı ve çevresel duyarlılık odağında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızın önemli bir adımı olan bu uçuşumuz ve devamında gerçekleştireceğimiz diğer çevreci uçuşlarımız ile sera gazı emisyonlarımızı ve misafirlerimizin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmayı hedefliyoruz. Toplam sera gazı emisyonlarımızın yüzde 99,8’ini oluşturan yakıtlarda verimliliği artırarak belki de nesli tükenme tehlikesi altında olan bir canlının gelecek nesillerimiz ile birlikte yaşamasına imkân tanımış olacağız.
Her ne kadar bu bizim için bir dönüm noktası olsa da Türk Hava Yolları ailesinin çevreyi korumaya yönelik ilk çalışması değil. Bildiğiniz gibi son uçak tercihlerimiz hep yeni nesil, yakıt verimliliğine odaklanan teknolojilerden yana oldu. Ortalama filo yaşı 8,5 olan ve toplamda 371 uçaktan oluşan filomuz, Avrupa’nın en genç filolarından biri. Uçuş ağımızı ve filomuzu genişletirken olumsuz çevresel etkilerimizi en aza indirmeyi ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyoruz. 2023 yılına kadar filomuza katılacak yeni nesil ve çevre dostu uçaklar, karbon emisyonu ve gürültü seviyesi azaltma hedefimize ulaşmamıza katkı sağlayacak.
Daha da geçmişe gidersek 2008 yılından bu yana, karbon ayak izimizi azaltmak için 100’den fazla operasyonel optimizasyon projesi başlattık ve başarıyla uyguladık. Yeni optimize uçuş planlama sistemini devreye sokulması, rotaların ve uçak hızının optimize edilmesi, uçak ağırlıklarının azaltılması ile winglet ve sharklet gibi uçak modifikasyon uygulamaları bu projelerimizden bir kısmını oluşturuyor.
Tüm bu çalışmalarımız neticesinde, sadece 2021 yılının dördüncü çeyreğinde 10.060 ton yakıt tasarrufu sağlayarak 31.690 ton karbon emisyonunun atmosfere salınımını engellemiş olduk.
Çevreci yakıt vizyonumuz elbette uçaklarımızda çevreci yakıt kullanmaktan çok daha fazlasını kapsıyor. Hedefimiz bu yakıtı kullanmanın ötesinde, üretmek… Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte, TUBİTAK tarafından desteklenen, “Mikroalg Tabanlı Sürdürülebilir Biyo-Jet Yakıtı Projesini (MİKRO-JET) yürütüyoruz. Proje kapsamında, sürdürülebilir kaynaklardan 2022 yılında elde edilecek bu biyoyakıtı, Turkish Technic tarafından yapılacak motor testleri akabinde uçuşlarımızda kullanacağız. Bu projede elde edilecek biyoyakıt ile Ortaklığımız, IATA tarafından kabul gören en temiz biyoyakıt türünü kullanan ender global firmalardan biri olacak. Bu projede elde edilecek biyojet yakıtın üretileceği rafineri, tam kapasite çalışmaya başladığında Türkiye ve Avrupa’nın ilk karbon-negatif entegre biyo rafinerisi olacak.
Operasyonlarımızı optimize ederek, yeni teknolojilere yatırım yaparak ve altyapımızı geliştirerek yakıt tasarrufu noktasında önemli çalışmaları hayata geçirmeye, dünyamızın eşsiz güzelliklerini korumak için çaba harcamaya devam edeceğiz.”
Önemli Bir Geri Dönüşüm Başarısı Sergiliyorlar
Türk Hava Yolları 2008 yılından bu yana, karbon ayak izini azaltmak için 100’den fazla operasyonel optimizasyon projesi başlattı ve bu projeleri başarıyla uyguladı.
Seyahatin her aşamasında ve yer operasyonlarında hayata geçirilen uygulamalar sayesinde 2021 yılının üçüncü çeyreğinde 15 bin 363 ton yakıt tasarrufu sağlanarak 48 bin 394 ton karbon emisyonunun atmosfere salımını önlendi.
İlk üç çeyreklik dönemde ise toplam 85 bin 119 ton CO2 salımı önlendi.
Pandemi öncesinde, küresel havacılık sektörünün en iyi yılı olan 2019’da ise şirket yalnızca uçak bakım faaliyetlerinde aldığı önlemler ile 63 futbol sahası büyüklüğünde toprağı kurtarırken 3 bin 648 ağacın kesilmesini önledi.
Öte yandan makine ve uçak yağlarının doğal su kaynaklarına karışmasını önleyen Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. 784 adet olimpik yüzme havuzu kadar suyu kirlenmekten korudu.
Uçak içerisinde ise ikramların ambalajlarında nişasta bazlı doğaya hızla karışan ürünler tercih ediliyor.
2019 yılında uçak içerisinde;
Ürünlerde biyoambalaj kullanımı sayesinde 176 ton plastik kullanımının önüne geçildi.
Tarak ve ayakkabı çekeceği seyahat kitlerinden çıkartılarak 105 bin kg plastik atık oluşumunun önüne geçildi.
Tüm seyahat ve oyuncak setleri, dış ambalaj poşeti olmadan servis edilerek toplam 15 milyon 229 bin 348 adet poşet kullanımdan kaldırıldı.
145 bin 743 kg tekstil atığı, lisanslı geri dönüşüm firmaları aracılığıyla yeniden tekstil ürününe dönüştürüldü.
Ham maddesi cam, plastik ve kâğıt olan çöplerin kaynağında ayrıştırılmasıyla 2019 yılında; 5 bin 624 kg cam (6750 kg cam ham madde tasarrufu), 67 bin 784 kg plastik (1085 adet varil petrol tasarrufu) ve 252 bin 167 kg kâğıt (bu miktarda kâğıt için 4 bin 287 ağacın kesilmesi gerekirdi) geri dönüşüme kazandırıldı.
Şirket, sera gazı emisyonunu azaltıcı tedbirler almaya ve sürdürülebilir havacılık yakıtı araştırma geliştirme çalışmalarını desteklemeye de devam edecek.